YANLIZLAR
Çok iyi bir oyuncu oldum sonun da! yalnızlar oyunun da bir rol kaptım kendime.
Hem de! baş roldeyim…
Ama tebrik etmem gereken sensin biliyorum! Bu senin başarın ve ben seni ayakta alkışlıyorum bugün…
Zaten benden başka oyuncu da! Olmayacak bu sahnede,öyle replik falan da yok ezberleyeceğim ,sadece bir hüzün olacak gözlerim de ve dudaklarım kıvralacak alaycı bir kendini küçümseyişle…
Sen seyretmeyeceksin bu oyunu,öyle seyircide gelmeyecek izlemeye sadece bomboş bir salon ve kocaman bir sahne sahnede ben! Ve sessizlik hüküm sürecek …
Kapalı gişe de kapalı bir oyun benimkisi, sahne hafif loş olacak benim gölgem ise perdelere vuracak biraz boynum bükük,birde ellerim boşluğa uzanacak…
Ağlama sahnesi yok bu oyun da!gözlerim hüzünlü ama mutlaka kupkuru kalacak…
Bu gece ilk oyunum biraz heyecanlımıyım ne?
Ama yok başarmalıyım mutlaka! Senin yüzünü kara çıkarmamalıyım,ve bu gece en iyi yalnızları ben oynamalıyım. Göreceksin! asla yılmayacağım öyle heyecandan korkup saklanmayacağım perde arkasına…
İşte o an geldi perdeler açılıyor ve ben yerimi alıyorum sahnede! Kulaklarım uğulduyor
Birazda midemde sancı var! ama olmaz şimdi vazgeçemem, iyi bir oyuncu olmayı sen öğrettin bana ve şimdi benim oyunculuğumu kanıtlama zamanım…
Sahnedeyim artık ve ‘’ YALNIZLAR’’başladı… 
 

ŞEHİTİN SON MEKTUBU
 Mektubuma başlarken annemin ve babamın ellerinden kardeşimin gözlerinden öperim.
     Beni sorcak olursanız hergün yeni bir çatışma ve saldırı burada neredeye baksam hep sizi görüyorum annem
     Burda kardeş,kardeşi vuruyor anne gece nöbetleri bitmiyor burda ama allahtan konutan alrımın hepsi çok iyi insanlar geçen mektubunda annem yemek yiyormusun diye sormuş merak etmesin burda bize çok iyi bakıyorlar
sizler beni kınalar yakarak yolladınız bildiniz gibi bizim orda iki şeye kına yakılır 1-kurbanlık koyunlara 2-vatan uğruna kurban edilenlere biliyorum sizde beni vatana kurban seçtiniz.Neyse anne ben yarın operasyona çıkıyorum beni merak etmeyin ben bu uğurda canımı vermeye hazırım vatanım saolsun o bana yeter anne
ben ve benim gibi şehid düşen arkadaşlarımı unutmayın anne bunu sizde unutmayım Türkiye = NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE=

 

GERÇEK SEVGİ

Bir kız ve bir delikanlı, bir motosikletin üzerinde 180 Km hızla gidiyorlar ve aralarında şöyle bir konuşma geçiyor;
Kız : Lütfen yavaşla, ben korkuyorum
Delikanlı : Hayır, bak ne kadar eğlenceli
Kız : Lütfen, lütfen, çok korkuyorum
Delikanlı : Peki, beni sevdiğini söyle
Kız : Seni çok seviyorum, lütfen yavaşla
Delikanlı : Şimdi de bana sıkıca sarıl
Kız delikanlıya sıkıca sarılır
Delikanlı : Şapkamı alıp, kendine takar mısın? Başımı çok sıktı..
Ertesi gün gazetelerde şöyle bir haber çıktı:
MOTORSİKLET KAZASI ;
Motorsiklet, fren arızası nedeniyle, bir binaya çarptı. Üzerindeki 2 kişiden sadece biri kurtuldu.Gerçek ise şöyleydi; Yolun yarısında, delikanlı frenlerin bozulduğunu anlamış ama bunu kıza belli etmek istememişti.Bunun yerine, kızdan kendisini sevdiğini söylemesini istemiş ve kendisine son defa sarılmasını istemişti.Sonra da kendi ölümü pahasına, kızın başlığı takmasını ve hayatta kalmasını sağlamıştı..

 

BANA SENSİZLİĞİ ÖĞRET

Her düştüğümde tutup ellerimden kaldıran ayağa, ellerinle silen gözyaşlarımı.. Titriyor dizlerim, geçtim yürümekten, adım atmaktan, ayakta bile duramıyorum. Yıkılıyorum ufacık bir fiskeyle bile boylu boyunca yere.


Su gibi akıp gidiyorsun ellerimin arasından, tutamıyorum.
Ellerimde bıraktığın ıslaklığını da alıp gitsen ya..
Aksa ya gözlerimden gözlerin gözyaşlarım gibi..


Bana yokluğunu öğret..

"Hiç bir şey güzel olmayacak bundan sonra" de, "Sen yoksun" de, "Ben yokum" de.


"Denizin lekesi de çıkar elbet bir gün", "Bundan sonra hiç gelmeyecek baharların, hep zemherilerde üşüyeceksin" de..


Köhnemiş bir hayatın içinden aldığın beni, bırak aldığın yere.


Bana gitmeyi öğret..

Zannettim ki çok kolay olacaktı, dönüp sırtımı ağır adımlarla yürüyecektim sadece. Hiç bir şey eksilmemiş gibi tutup hayatın bir ucundan, avutacaktım kendimi, kendi süslediğim yalanlarla.


Bilemezdim ki, öğrenmediğimi gitmeleri. Takıldı ayaklarım yıllara, sendeledim, sarsılıp kaldım olduğum yerde.

Bir adım bile atamıyorum şimdi ne önüme ne de ardıma, bekliyorum öylece.


Bana ıssızlığı öğret..

Kalabalıkların arasında duymuyorum hiç bir sesi. Ne bir sevda, ne de bir dost eli çekip çıkaramıyor beni ıssızlığımdan.

Koskoca dünyada bir ben kalmışım sanki tek başıma.

Oysa ki devam etmekte hayat, akıp gidiyor zaman herkes için. Gün yine doğuyor bir yerlerde, akşamlar oluyor. Şehrin ışıkları aydınlatıyor bir bir sokakları.

Yağmurlar yağıyor.. Derin bir nefes alıp, içime çekmek isterken fark ediyorum toprağın kokusunu bile hissetmediğimi artık.


Bana sensiz ağlamayı öğret..

Hiç bilmedim ki ben yalnız ağlamayı. Küçük bir kız çocuğu gibi sığındığım kollar, şimdi öylesine uzak, bir o kadar da yabancı..

Seninle olan çokluğumu bırakırken sende, benimle kalacak yalnızlığım yanıbaşımda bekliyor beni..

Bilirsin, hiç sevmedim "Elveda" ları. Kaç kez "Hoşçakal" dediğimi de saymadım sana..


Şimdi tek bir kelime bile etme, susuşalım sadece.


Son kez "Elveda" demeyi öğret, gitmeden önce...

ordu haberleri ordu haberleri bilim haber habercinim saniyesindehaber memleketten haberler vin haber hamsi oyun kitaplarbul ayyildizhaber pirlanta kadin yemek tarifi fatsa haberleri moda ordu52haber cesurordu turkcehdfilm habertakimi Tarihi Bilgiler kuklahaber moda kirmizi moda armyoyun mehmetcik haber dizi film haberi futbolgazetesi fatsa son dakika enteresan haberler egitim haberleri newsteknotr ekonomi takip netde haber medyahabercilik ilksayfahaberleri sonsayfahaberleri askevlilik
ordu haberleri ordu haber ordu haberleri fatsa haberleri fatsa son dakika fatsa son dakika Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol